Urfa – Antep -Antakya Renkli Taşların İzinde: 11-14 Kasım 2017

Günlerden 18 Aralık 2017 . Yola çıktığımız her seferde olduğu gibi yine heyecanlıyız , kolay mı , dört sabah göreceklerimizin heyecanıyla uyanacağız. Bu sefer bizleri buluşturup , yola çıkmamıza sebep MOZAİK’i , MOZAİKİMİZİ keşfetmek.

Mozaik’in sözlük anlamı ve de bir kültür gezisinin insanlara kattıkları bir hayli ortaklıklar içeriyor bence ; bizi rutinimizden çıkarmayı başaran , kendimizi ve dünyayı görebildiğimiz açıyı genişleten farklılıkları keşfediyoruz her ikisinde de .

Mozaik ; pişmiş toprak ( terracota ) , cam , tahta , mine … gibi birçok farklı yapı ve renkte materyalin bir harçla biraraya getirilerek , güzellikler , meraklar , korkular gibi insana ilham verenleri resmeden bir ifade sanatı.

Kültür gezisine katılanlar olarak bizler de idrak ederiz ki ; zihinlerimizde , yüreklerimizde biriktirdiklerimizi , birbirimizle paylaşarak yaşamlarımıza tesir eden bir mozaik oluştururuz.

Gezimizde , üstünde taşıdığı medeniyetlerin çeşitliliği ve o medeniyetlerin birbirine tesiri sayesinde bizlere çok kıymetli hikayeler bırakan Anadolu’nun 3 sihirli şehrini keşfettik ;  Hatay , Gaziantep , Urfa . Bize Anadolu’dan geçen , Anadolu’da buluşan medeniyetlerin hikayelerini anlatan rehberimiz Davut Oğuzcan’ın engin bilgisi sayesinde keşiflerimiz bizi oldukça etkiledi.

Yan yana konumlanmış bu üç eski / klasik şehrin tek tek her biri ayrı bir ülke olacak kadar birbirinden farklı silüette . Bu üç şehirde son dönemlerde inşa edilen Arkeoloji Müzeleri içerikleri ve de düzenlemeleri ile hayranlık uyandırıcı nitelikte ( özellikle de Gaziantep ve Urfa Müzelerinin içinden çıkmak istemiyor insan , akıl koyan , emek veren herkese teşekkürler ).

İnsanlık tarihinde sanat ve bilimden fayda görülen her dönem İNSAN’ı yükseltmiş , sadece yöneticilerin kararlarıyla hatırlanan dönemlerinde İNSANLIK oldukça harap olmuş. UNESCO’nun “insanın insanlığa” en kıymetli katkılarından biri olduğunu düşünüyorum. Maalesef dönem dönem yöneticilerin keyfi siyasi kararları ile UNESCO’nun maharetleri , yetisi daraltılmış hatta zarar görmüş. Bu dönemlerde kayıpları her zaman sivil insiyatifler onarmışlardır. Bu anlamda “ Dünya Mirası Gezginleri Derneği’nin “ varlığını ve çalışmalarını çok önemsiyorum . Derneği kurmaya karar veren aklı ve yürekleri tebrik ediyor , yaşatmak için yapılan çalışmaları da alkışlıyorum , gezinin bize kattığı her şey için tekrar tekrar teşekkürler.

Gezide tanıştığımız herkese , arkadaşlarıma , rehberimize , Dünya Mirası Gezginleri Derneği Başkanı Ülkü Hanım ve Yardımcısı Sabiha Hanım’a , kaptan şoförümüze selam ve teşekkür ederim.

Hazırlayan: Fulya KAPLAN